Amin Maalouf’un “Béatrice’ten Sonra Birinci Yüzyıl” Adlı Yapıtında Kadın-Oluş
(Becoming-woman in Amin Maalouf’s “The First Century After Beatrice”
)
Yazar
|
:
Eylem Aksoy Alp
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2022
|
Sayı |
:
111
|
Sayfa |
:
791-809
|
1961 1142
|
Özet
Lübnan asıllı Fransız yazar Amin Maalouf yapıtlarında çoğunlukla tarih, toplum, Doğu-Batı karşıtlığı, kültürel çeşitlilik, göç, sürgün ve kimlik konularını ele alsa da, Béatrice’ten Sonra Birinci Yüzyıl adlı yapıtında bilimsel gelişmelerin tehlikeye attığı kadınlar aracılığıyla tüm insanlığın geleceğini sorgulamaktadır. Maalouf, bir yandan kadının olmadığı bir dünyanın çokluğunun ve farklılığının yok edildiğini vurgularken, Béatrice aracılığıyla doğacak kız çocuklarından yoksun bırakılmasıyla, yalnızca kadınların değil, tüm insanlığın kadın-oluş sürecini gerçekleştirme umudunu giderek yitirdiğine vurgu yapar. Yazar kadın nüfusunun azalmasıyla dengesi bozulan ve oluş olasılıkları ortadan kaldıran bir dünya kurgulayarak öncelikle okuyucusunun oluş içine girmesi için gerekli düzensizliği, kurguladığı kaotik ve distopik Dünya ile sağlar, bozulan düzen imgesi ile okuyucusunu bir bakıma yersiz yurtsuzlaştırarak idealize edilen bilimsel gelişmeye karşı eleştirel olabilmesinin önünü açar. Makalemizde, Amin Maalouf’un kadın-erkek eşitsizliği konusunu nicelik boyutuna vurgu yaparak yazmasının ve kadın geleceği konusundaki kaygılarını dile getirmesinin kadının içinde bulunduğu duruma ve geleceğine nasıl bir boyut kazandırdığını ortaya koymaya çalışacağız. Bunun için ise öncelikle kadının ve doğanın maruz kaldığı sömürü konusunda doğrudan bağlantılar olduğuna vurgu yapan ekofeminizm akımı kapsamında günümüz toplumları tarafından olumlanan teknolojik ve bilimsel gelişmeleri değerlendireceğiz. Diğer yandan kadınlarını yitiren bir dünyanın kendi sonunu getireceği vurgulanan eserde, kadınlığın yitirilmesi ile karşı karşıya kalınmasını, Deleuze ve Guattari’nin ortaya koyduğu kadın-oluş kavramı çerçevesinde irdeleyeceğiz.
Anahtar Kelimeler
Amin Maalouf, Béatrice’ten Sonra Birinci Yüzyıl, Deleuze ve Guattari, kadın-oluş, ekofeminizm
Abstract
Although Lebanese-French writer Amin Maalouf mostly deals with the issues of history, society, East-West dichotomy, cultural diversity, immigration, exile and identity in his works, he questions the future of all humanity through women endangered by scientific developments in The First Century After Beatrice. While emphasizing that the multiplicity and diversity of a world is destroyed without women, Maalouf indicates that with the deprivation of daughters to be born through Béatrice, not only women but all humanity gradually loses its hope of realizing the process of becoming-woman. The author, by constructing a world whose balance is deteriorated with the decrease of female population and the elimination of possibilities of becoming, first provides the necessary disorder for the reader to enter into becoming with the chaotic and dystopic World he constructs. In some way, with the image of the corrupted order it deterritorializes the reader, and paves the way for them to be critical of the idealized scientific development. This article aims to reveal how Amin Maalouf's writing on the inequality between women and men, by emphasizing the quantitative dimension and expressing his concerns about the future of women, adds a new dimension to the situation and future of women. To this end, we will first evaluate the technological and scientific developments affirmed by today's societies within the scope of the ecofeminist movement, which emphasizes the links between the exploitation of women and nature. On the other hand, this article emphasizes that a world losing its women will bring its own end and we will examine the loss of femininity within the framework of the concept of becoming-woman put forward by Deleuze and Guattari.
Keywords
Amin Maalouf, The First Century After Beatrice, Deleuze and Guattari, becoming-woman, ecofeminism