Turkish Gothic, Universal Angst: The Impossibility of Non-Existence in Dracula(s)
(Türkçe Gotik, Evrensel Kaygı: Dracula(lar)da Varolmamanın İmkânsızlığı
)
Yazar
|
:
Hatice Karaman
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2023
|
Sayı |
:
116
|
Sayfa |
:
1151-1164
|
|
Özet
Korkunun kaynağı çoğunlukla insanın son buluşması olan ölümün dehşetiyle bağdaştırılmıştır. Var olmayı bırakmanın, Varlıktan hiçe geçişin asıl biçimi olarak düşünülen ölüm, tarihin başlangıcından beri insanlığa dair en kafa karıştırıcı meselelerden biri olagelmiştir. Bu nedenle, ölüme ilişkin sorgulamalar doğrudan, gelmiş geçmiş en meşhur gotik sorulardan "olmak ya da olmamak" ile hemen ilişkilendirilir. Varlık ve hiç, çağlar boyunca insan düşüncesine adeta işkence eden ölüm uçurumuyla birlikte, Gotik yazında en açık şekilde örneklendirilen ve temsil edilen, ancak insanlık durumunun en belirsiz uğraklarından biri olmayı sürdürerek önemli bir yer tutar. Ölmüşlerin hayaletleri, düzgün, tam tekmil bir ölümden yoksun kalmışlar ve var olmaktan asla kurtulamayanlar (örneğin vampirler), küresel olarak Gotik kurgunun temel yapı taşları olmuştur. Emmanuel Levinas, ölüm korkusu ile sıkı sıkıya ilişkili olan Martin Heidegger’in ‘kaygı’sını dönüştürerek ve hatta eleştirerek, korkunun aslında Varlıktan kaçınamama, kurtulamama korkusu olduğunu öne sürer. Gotik tasarıma ve kurguya bu açılardan yaklaşan bu çalışma, Ali Rıza Seyfioğlu'nun 2017 yılında Dracula in Istanbul: The Unauthorized Version of the Gothic Classic başlığıyla İngilizce’ye çevrilen Kazıklı Voyvoda aslı romanını incelemektedir. Çalışmanın ilk bölümünde, kötülüğün ve iyiliğin felsefi temsilleri, Heidegger'in ‘tekinsizlik’ anlayışıyla ve varlık ve hiç ile ilişkili bir bağlamda tartışılacaktır. Bunun için kuramsal çerçeve, Levinas'ın korku, ölüm ve varoluş hakkındaki düşünceleri temelinde oluşturulmaktadır. İkinci bölümde ise, Bram Stoker'ın Dracula romanındaki etik-ontolojik temsiller, Seyfioğlu’nun uyarlaması ile karşılaştırmalı olarak ele alınmaktadır. Bu karşılaştırma, ölüm ve var olmama ya da varlık ve hiç sorununa ilişkin küresel insan ikilemini, bu ikilemin korku, terör ve endişenin en evrensel nedeni olarak süregelen varlığını tartışmayı amaçlamaktadır.
Anahtar Kelimeler
Dracula in Istanbul, death, the uncanny, Levinas, gothic
Abstract
The source of horror is mostly correlated with the horror of the final encounter, death. As the form of ceasing to exist, death has troubled humankind since the very beginning of history. Therefore, the question of death is immediately associated with “to be or not to be”, the most gothic of all questions. Being and Non-being, with the abyss of death tormenting human for ages, hold a prominent space as the uncanniest aspect of human condition, best exemplified by Gothic writings. Those who lack a proper death and who cannot cease to exist (i.e. the vampires) have been the staple tropes of Gothic fiction, globally. By converting the Heideggerian “angst”, Emmanuel Levinas suggests that horror is the fear of not being able to escape from Being. The present study focuses on Ali Rıza Seyfioğlu’s Kazıklı Voyvoda, which in 2017 saw its English translation as Dracula in Istanbul. The first part discusses the representations of evil and good in relation with the Heideggerian uncanny; instrumental for this is an overview of Levinas’s suggestions about horror, death, and existence. The second part emphasizes the ethico-ontological reflections in Bram Stoker’s Dracula in comparison with the adapted Turkish novel. This comparison, thus, argues for the global human conundrum regarding the question of death and non-being as the most universal cause of horror, terror, and anxiety.
Keywords
Kazıklı Voyvoda, ölüm, tekinsizlik, Levinas, gotik