Affective Ecocriticism: From Environmental Crisis to the Crisis of Environmentalism
(Duygulanım Ekoeleştirisi: Çevre Krizinden Çevrecilik Krizine )

Yazar : Sezgin Toska    
Türü : Araştırma Makalesi
Baskı Yılı : 2024
Sayı : 119
Sayfa : 829-856
    


Özet
This article discusses the crisis that environmentalism is currently facing and delves into the challenges it confronts in galvanizing people, authorities, institutions, and organizations to effectuate change. Despite environmentalism's success in raising awareness about environmental issues, it has fallen short of achieving the desired level of action. A proposed approach known as “affective ecocriticism” has been suggested in response to this issue. This approach involves identifying and addressing the affective elements influencing an individual's reaction to environmental concerns. The article recognizes the potential for individuals to develop desensitization or feelings of being overwhelmed due to the extensive volume of data and the magnitude of ecological destruction. Additionally, it acknowledges that environmental concerns can be perceived as abstract, leading individuals to disregard or evade them. By comprehensively understanding and deliberately addressing these emotional obstacles, the ecological movement can progress towards effective solutions that prioritize the welfare of the Earth and its inhabitants. To invigorate environmentalism and overcome its limitations, affective ecocriticism and ecofictive narratives are posited as viable alternatives. Ecofictive narratives can establish a personal connection with the audience, kindle a sense of inspiration, and highlight individuals who serve as models for positive change. The article emphasizes the significance of employing affirmative emotions and fostering a sense of community through storytelling to engage individuals in environmental issues.

Anahtar Kelimeler
impact, affective ecocriticism, eco-narratives, environmentalism, environmental issues

Abstract
Bu makale çevreciliğin şu anda karşı karşıya olduğu krizi ve aynı zamanda çevreciliğin insanları, yetkilileri, kurumları ve kuruluşları bir değişim gerçekleştirmeye teşvik etme konusunda karşılaştığı çıkmazı tartışmaktadır. Çevrecilik, çevre sorunlarına ilişkin farkındalığı artırmadaki başarısına rağmen istenilen eylemlerin gerçekleştirilmesi hususunda aynı başarıyı gösterememiştir. Bu sorunların çözümü noktasında "duygulanım ekoeleştiri"si olarak bilinen bir yaklaşımın ne kadar ve nasıl faydalı olabileceği göz önünde bulundurulabilir. Bu yaklaşım, bireyin çevresel kaygılara tepkisini etkileyen duygulanımsal unsurların tanımlanmasını ve çözümlenmesini gerektirir. Geniş veri hacmi ve ekolojik yıkımın büyüklüğü nedeniyle bireylerin duyarsızlaşma veya bunalmışlık hissi geliştirme potansiyeli olduğu kabul edilir. Bununla beraber, çevresel kaygıların soyut olarak algılanma potansiyelinin olduğu ve bireylerin bunları göz ardı etmesine veya bunlardan kaçınmasına yol açabileceği de kabul edilir. Bu duygusal ve duygulanımsal engellerin kapsamlı bir şekilde anlaşılması ve bu farkındalık ile ele alınması sayesinde ekolojik hareket, dünyanın ve sakinlerinin refahına büyük önem veren etkili çözümlere doğru ilerleyebilir. Çevreciliği canlandırmak ve sınırlamalarının üstesinden gelmek için duygulanımsal ekoeleştiri ve ekokurgusal anlatılar geçerli alternatifler olarak öne sürülür. Ekolojik kurgu anlatılar izleyiciyle kişisel bir bağ kurabilir, ilham duygusu ve kalıp metinleri ateşleyebilir ve olumlu değişim için model görevi gören bireyleri ön plana çıkarabilir. Bu bağlamda söz konusu çalışma, bireyleri çevre sorunlarına dâhil etmek için hikâye anlatımı yoluyla olumlu duygular ve duygulanımlar kullanmanın ve topluluk duygusunu geliştirmenin önemini vurgular.

Keywords
duygulanım, duygulanım ekoeleştirisi, ekoanlatılar, çevrecilik, çevresel meseleler