Sustainable Futures: Liminality and Hybridization in Octavia E. Butler’s Xenogenesis
(Sürdürülebilir Gelecekler: Octavia E. Butler’ın Xenogenesis Eserinde Eşiktelik ve Melezleşme
)
Yazar
|
:
Muhsin Yanar
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2025
|
Sayı |
:
121
|
Sayfa |
:
259-270
|
|
Özet
Octavia E. Butler’ın Şafak (1987), Erginlenme Ritüelleri (1988) ve Imago (1989) adlı eserlerinden oluşan ve Lilith’in Dölü (2000) olarak yeniden adlandırılan Xenogenez üçlemesi, nükleer bir felaketin ardından geride kalan insanları kurtarmak için geliştirdiği uzaylı bir ırk olan Oankali hikayesini anlatır. Oankali ırkının üç farklı cinsiyeti vardır: erkek, dişi ve çiftleşme sırasında diğer türlerin DNA’larını manipüle eden “ooloi.” Şafak adlı eserinde Butler ana karakter, Oankali’nin önerdiği melezleşme sürecini kendi rızasıyla kabul eden Afrikalı Amerikalı bir kadın Lilith Iyapo’nun hikayesini anlatır. Söz konusu insan-Oankali melezleşme süreci bir evrimi ve/veya yeniden doğuşu ifade eder. Erginlenme Ritüelleri, ilk insan-Oankali “inşası” olarak, Lilith’in çocuklarından biri, Akin’in hikâyesini anlatır. Imago ise, Lilith’in çocuklarından diğeri, Jodahs’ın hikayesini ele alır. Ocatavia E. Butler bu üçlemede, esasen aşina olduğumuz insan kavramından insan-Oankali melezleşmesi ile inşa edilen yeni bir türe geçişi ele alır. Bu makalede, Butler’ın Xenogenez (1987-1989) adlı eserinde fiziksel ve kavramsal olarak insanın dönüşüm ve evrim sürecini eşiktelik ve melezleşme kavramları üzerinden inceliyorum. Makalede, biyoteknolojinin güç, ırk, toplumsal cinsiyet ve doğa arasındaki ilişkiyi nasıl muğlaklaştırdığına odaklanıyorum. Butler’ın üçlemesini post-hümanist bir mercekten okumak, üçlemenin baskıcı hiyerarşik sistemlere, kadının doğa tarafından ikincil konuma itilmesine ve yerli halkların marjinalleştirilmesine nasıl karşı çıktığını anlamamıza katkıda bulunabilir. Buradan yola çıkarak bu makalede, rijit kategoriler kavramını yeniden sorgulamayı ve hümanizmin “insanlar” ve “insan olmayanlar” arasında kurduğu geleneksel ayrımları incelemeyi amaçlıyorum. Bu ayrımlara karşı, ikili karşıtlıkları ve sınırları aşan “bedenler arası geçişken çokluklar” kavramını öneriyorum. Makalede, Butler’ın insan ve insan olmayan varlıkları nasıl yeniden ele aldığını ve sürdürülebilir gelecekleri benimseyen ne gibi bakış açıları önerdiğini inceliyorum.
Anahtar Kelimeler
Octavia Butler, Xenogenez, eşiktelik, melezleşme, post-hümanizm
Abstract
Octavia E. Butler’s Xenogenesis trilogy, comprising Dawn (1987), Adulthood Rites (1988), and Imago (1989), later retitled Lilith’s Brood (2000), recounts the narrative of the Oankali, an alien race that Butler creates to save the remaining humans following a nuclear catastrophe. The Oankali have three different sexes: male, female, and “ooloi,” those gene-manipulating other species during copulating. In Dawn, the main character, Lilith Iyapo, an African American woman, willingly undertakes the hybridization process that the Oankali offer. This involves the evolution of the human and the creation of a new hybrid species with the Oankali. Adulthood Rites narrates the story of Akin, the child of Lilith, and the first human-Oankali “construct.” In Imago, Butler reads the story of Jodahs, Lilith’s other child. The trilogy explores the shift from being essentially a human to a human-alien hybridity. Considering the notions of liminality and hybridization, this paper examines the process of human metamorphosis and evolution, both physically and conceptually. It unravels how biotechnology complicates the interconnection of power, racism, gender, and nature. Reading Butler’s trilogy from a post-humanist lens might contribute to our understanding of how it challenges oppressive hierarchical systems, the subordination of women by nature, and the marginalization of indigenous peoples. Furthermore, this paper questions the notion of rigid categories and examines the conventional distinctions that humanism establishes between “humans” and “non-humans.” Instead, it proposes the notion of “trans/corporeal multiplicities” that transcend dichotomies and boundaries. It investigates how Butler’s trilogy revisits humans and nonhuman beings and proposes perspectives that embrace sustainable futures.
Keywords
Octavia Butler, Xenogenesis, liminality, hybridization, post-humanism