Ecocritical Reflections: Post-Anthropocentrism in Bilge Karasu’s “The Prey”
(Ekoeleştirel Yansımalar: Bilge Karasu’nun “Avından El Alan” Masalında Post-Antroposantrizm
)
Yazar
|
:
Nergiz Öznur Vardar
-Visam Mansur
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2025
|
Sayı |
:
121
|
Sayfa |
:
37-48
|
|
Özet
Postmodern Türk yazar Bilge Karasu, insan merkezcilik olarak da bilinen antroposantrizmin ve türcülüğün eleştirisini yaparak insan ve insan olmayan varlıklar arasındaki ilişkiyi sorunsallaştırır. Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi’ndeki (2003) hikâyelerden biri olan “Avından El Alan”da birçok posthümanist kuramcı tarafından yeni öznelliklerin oluşması için gerekli görülen mimetik yanılsamayı altüst etmek amacıyla gerçeküstü ve doğal olmayan bir anlatı biçimine yer verir. Söz sanatlarıyla bezeli bir dil ve üstkurmaca ögelerle zenginleştirilmiş bir anlatım tekniği kullanarak türler arası hiyerarşinin karmaşıklığı, güç dinamikleri ve aşkın yeniden tanımlanması gibi konuları ele alır. Değişken hava koşullarının gerçeküstü bir zemine yerleştirilmesiyle kurgulanan hikâye, tüm varlıkların acizliğini ve birbirine bağımlılığını vurgulayarak insanın doğa üzerindeki üstünlüğünü sorgular. Başlangıçta balığı kendine külfet olarak gören balıkçının yolculuğu, bir yılanla arkadaşlık kurduğu çocukluk anısıyla paralellik göstererek, balıkçının balığın şefkat ve acı çekme yetisine sahip bir canlı olduğunun farkına varmasına yol açar. Balıkçının empati duygusu arttıkça hayvanın dilini anlama kapasitesi de artar ve bu durum ikisi arasındaki birliktelikle doğacak olan fiziksel ve manevi dönüşümü mümkün kılar. İnsanın acımasızlığını ve insan olmayan hayvanlarla uyum içinde yaşama ihtimallerini irdeleyen hikâye, insan doğasını ustaca sorgular. Bu sebeple, insan ile insan olmayan hayvan arasındaki bütünleşmeyi betimleyen “Avından El Alan,” insaniyetli olmanın, iç içe yaşam (bağlantısallık) görüşünün benimsenmesi ve ötekileştirilen hayvanla eşitliğe dayalı ilişkilerin kurulmasıyla gerçekleşeceğini öne sürmektedir.
Anahtar Kelimeler
Bilge Karasu, dönüşüm, posthuman, av, türcülük
Abstract
In his attempt to critique anthropocentrism and speciesism, Bilge Karasu, a postmodern Turkish writer, problematizes the relationship between human and non-human entities. In “The Prey,” one of the short stories in The Garden of Departed Cats (2003), Karasu employs surrealist and unnatural narrativity to disrupt the mimetic illusion considered by many posthumanist scholars as essential for the formation of new subjectivities. Through a narrative rich in figurative language and metafictional elements, Karasu engages with the complexities of species hierarchy, power relations and the redefinition of love. Surrealistically, set against the backdrop of variable weather conditions, the story questions human superiority over nature, highlighting the vulnerability and interdependence of all beings. Initially viewing the fish as a burden, the fisherman’s journey parallels his childhood memory of encountering a snake, leading to a profound realization of the fish’s capacity for affection and suffering. As empathy grows, so does the fisherman’s ability to comprehend the language of the animal, culminating in a physical and spiritual metamorphosis upon their union. Through exploration of human cruelty and the possibility of harmony with nonhuman animals, the story highlights and subtly critiques the nature of humanity. Thus, by depicting a unification between human and nonhuman, “The Prey” suggests that genuine humanity lies in embracing interconnectedness and fostering equality-based relationships with the animal other.
Keywords
Bilge Karasu, metamorphosis, posthuman, prey, speciesism