Nurullah Ataç ve Cevdet Perin’in Çevirilerinde Öteki Algısı
(The Perception of the Other in the Translations of Nurullah Ataç and Cevdet Perin
)
Yazar
|
:
Zahide Günay
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2014
|
Sayı |
:
80
|
Sayfa |
:
141-158
|
1870 1423
|
Özet
Dil düşünceyi aktarmasa da, düşünceyi aktarmada sözcük sadece yardımcı olsa da,
hattâ yalan söylese bile, tam bir çevirinin de ham hayalden ibaret olduğu belirtilse de,
‘ben’ in ‘öteki’ ile yüzleşmesinde açılan bir yoldur. Çevirinin esası ‘öteki’yi açığa çıkar-
maktır; ancak çevirilerde ‘öteki’ bazen dışlanmış ve silinmiştir. Oysaki, ‘insan’ ve ‘me-
deni’ olmanın gereği ‘öteki’nin ‘ben’ ile tamamlanmasıdır. 19.yüzyılda Friedrich Schle-
iermacher, çeviri kuramında ‘öteki’ ye doğru bir yol açar ve ‘öteki’ye dayanan çevirinin
‘aslına’ dayanan bir çeviri olduğunu belirtir; ardından 20.yüzyılda Antoine Berman da,
çeviri etiği kapsamında yabancının yabancı olarak kalması gerektiğine inanır. Cumhuri-
yet döneminde, Nâzım Hikmet de çeviri metinlerinde ‘öteki’nin düşünme biçiminin ak-
tarılabileceğini ifade eder. Bu çerçevede, a’râf sâkini çevirmenin ‘öteki’nin bakış açısını
hedef dilde kazandırma çabası, direnen her iki dünyanın arasında keşfedilen üçüncü bir
süreç, ortak bir dil olarak görülebilir.
Çevirinin, araştırma, çalışma ve zaman gerektiren bir uğraş; aynı zamanda ateşten
gömlek giyen çevirmenin değil, dillerin ‘hain’ ve çevirmenin en ufak bir hatasının bile
eleştiri konusu olduğu göz önüne alınarak yapılan bu çalışma, sözcüklerin belli bir iklim-
de yaşadığından anlam kaybının kaçınılmaz olduğu çeviri sürecinde, sözcük seçiminin
önemli olduğunu, bazen de anlam ve üslûbun birlikte aynı kadehten içmeye çalıştıkla-
rında, sadece anlamın ya da üslûbun susuzluğunu giderebileceğini göstermektedir. Bu
makalede, Nurullah Ataç ve Cevdet Perin’in bazı ‘kültürel’ sözcüklere ve romanda dik-
kat çekici bir biçimde tekrarlanan ‘tesadüf’ sözcüğüne takındıkları tutumdan dolayı, çe-
virilerinde ‘öteki’yi yansıtmamışlardır. Bunun nedeni ise, çevirmenlerin benimsedikleri
ideoloji ve öncelik verdikleri üslûptur.
Anahtar Kelimeler
Çeviri Kuramı, Ben, Öteki, Anlam, Üslûp.
Abstract
Language, even though it doesn’t reflect the idea and although the word only helps to
transfer the idea and even it falsifies and also it is noted that a complete translation is just
an utopian translation is a way which is opened in the confrontation of “self” with the
“other”. The merits of translation are to reveal the “other” but the “other” in translations
is sometimes marginalized and has been deleted. Whereas the completion of “the other”
with “self” is the requirement of being a “human” and a “civilized”. In the 19th century,
Friedrich Schleiermacher opens a way through the “other” in the translation theory and
he indicates that the translation based on the “other” is an “authentic” translation and
later in the 20th century, also Antoine Berman believes that a foreign should remain as
foreign within the scope of ethics of translation. Also, Nâzım Hikmet, in the Republican
period refers that “the other’s” way of thinking will be able to transferred in the texts of
translation. In this context, the effort of the translator in limbo to get “the other’s” way
of thinking won in the target language, can be seen as a third process which has been
discovered between two resisting worlds or as a common language.
This study, regarding the translation as a profession which requires research, study
and time and even the slightest mistake of translator is a subject of a criticism, it is ac-
cepted that it is not the translator in violent torment who is a traitor but the languages and
at the same time in this translation process in which the loss in significance is inevitable
because the words live in specific climates, it reveals that the selection of words is essen-
tial and when the meaning and the style tries to drink from the same chalice, only the me-
aning or the style can quench the thirst of the meaning or the style. In this article because
of the attitude of Nurullah Ataç and Cevdet Perin to the word of “coincidence” which has
been repeated strikingly and to some “cultural” words in the novel, they haven’t reflected
the “other” in their translations. Besides, the reasons of this approach are the ideology
that the translators have adopted and the style that they have given preference.
Keywords
Translation Theory, Self, Other, Meaning, Style