Kadın ve Miras : Sosyolo jik bir Değerlendirme
(Woman and Heritage: Sociological Assessment
)
Yazar
|
:
Ayşe Demir Gürdal
- Zühal Yonca Odabaş
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2014
|
Sayı |
:
78
|
Sayfa |
:
37-50
|
1710 1027
|
Özet
Geleneksel toplumlarda kadının erkeğe nazaran ikincil konumda yer almasının somut
örneklerinden bir tanesinin miras hakkı ile ilgili pratikler olduğunu söylemek mümkündür.
Bu konu ile ilgili olarak, Türkiye özelinde bir değerlendirme yapacak olursak, Türkiye’nin
heterojen bir nitelik gösterdiğini söyleyebiliriz. Farklı bir deyişle, yasal düzenlemeler
ele alındığında, kadın ve erkeğin eşit miras hakkına sahip olduğunu, ancak pratikteki
uygulamalarına bakıldığında ise, bu eşitliğin her zaman gerçekleşmediğini görmek mümkün.
Ekonomik ve kültürel unsurların, bu olgunun arkasında yer alan faktörler arasında olduğunu
belirtmek mümkün. Kız kardeşlere, kız çocuklarına mirastan eşit pay vermek aile para ve
diğer aile kaynaklarının israfı olarak algılanmaktadır. Gelecekte, bu kesimlerin evlenip başka
ailelerin bir parçası, bir yabancı haline gelmesi durumu, böylesine inanışın oluşmasında
etkili olabilmektedir. Çünkü, para ailenin malıdır ve aile içinde kalmalıdır.
Bu yazıda, Türkiye’nin Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde baraj inşaatı nedeni ile
toprakların istimlak edilmesiyle devlet tarafından verilen bedellerin, varisler arasındaki paylaşımı, fenomenolojik hermeneutik ve “Kapsayıcı Kültürel Sosyoloji ” bakış açıları ile
incelenmektedir. Toprakları istimlak edilen 28 kişi ile gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış
derinlemesine mülakat sonuçlarına göre, kadın ve erkek katılımcıların, istimlak bedellerinin
kadın ve erkek varisler arasında eşitsiz bir şekilde dağıtılmasını kabul ettikleri gözlenmiştir.
Bu sonuç ile ilgili olarak, yazıda böylesine bir olgunun arkasında yer alan unsurlar adalet,
toplumsal cinsiyet ve gelenek kavramları çerçevesinde tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Toplumsal cinsiyet, adalet, gelenek, Türkiye
Abstract
It can be accepted that one of the practices of subordination of women to men in traditional
societies is about the right of inheritance. If we think about the case of Turkey related to
this topic, we could assert that, Turkey has heterogeneous character in this sense. In other
words, if we examine legal arrangements, we can say that there is equal right of inheritance
of both men and women. But, in practice the realization of this right cannot always happen.
Both economical and cultural factors are among the causes of this fact. Giving equal part of
inheritance to the daughters or sisters is perceived as the waste of money or sources of family.
Because it is believed that, daughters and sisters in the future are going to be married and they
going to be part of another family. So they will become a stranger. Money is the family’s own
estate and it must be kept in the family.
In this paper, this fact is examined in the case of distribution of money gave by the State as
the condemnation appraisal of lands due to the construction of dams in the North-Eastern part
of Turkey from the point of phenomenological hermeneutics and “Comprehensive Cultural
Sociology”. As the result of semi structured of depth interviews made with 28 people whose
land were condemned it can be asserted that, generally both women and men participants
accepted the unequal distribution of this money between male and female inheritors. Related
to this result, in this paper the factors of this situation are debated by depending the concepts
as justice, gender and tradition.
Keywords
Gender, Justice, Tradition, Turkey