Kemal Ateş’in Yapıtlarında Gecekondulaşma Olgusu
(Squatting Fact in The Works of Kemal Ateş
)
Yazar
|
:
Efnan Dervişoğlu
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2013
|
Sayı |
:
74
|
Sayfa |
:
157-184
|
1714 1047
|
Özet
Türkiye’de, 1940’lı yıllarda başlayan göç süreci, kırsal alanda bazı tarımsal değişimlerin yaşandığı
1950’lerde belirgin bir hızlanma gösterir ve ilerleyen yıllarda da devam eder. Bu durum, büyük
kentlerde biriken düşük gelirli nüfusun konut sorunu yaşamasına; beraberinde de gecekonduların, gecekondu
mahallelerinin kurulmasına yol açar. Toplumsal ve ekonomik yapıdaki değişimlerin edebiyat
ürünlerine yansımasının bir örneği olarak gecekondu çevrelerinin ve bu çevrelerde yaşananların da
birçok yapıtta konu edildiğini görürüz. Daha çok, dille ilgili çalışmaları ve akademik faaliyetleri ile
tanınan Kemal Ateş’in öykü ve romanları, gecekondu yaşamını anlatması ve sosyolojik gözlemler taşıması
bakımından dikkat çekicidir. Yazar, çok iyi tanıdığı ve içinden yetiştiği Ankara gecekondularının,
1950’lerden 1970’lere uzanan bir süreçteki görünümlerini yansıtır; büyük kentteki tutunma çabasını,
yaşam mücadelesini anlatır. Ankara civarındaki il ve ilçelerden gelerek yaşamını başkentte; ama onun
olanaklarından uzakta sürdüren insanların kentle, kentliyle ve birbirleriyle ilişkilerini, âdet ve geleneklerin
işlerliğini, gecekondulu vatandaşın; köy ile kent arasında, bir ara kültürün değerleriyle biçimlenen
yaşamını gözler önüne serer. Bu yazının amacı, Türkiye’deki gecekondulaşma olgusunun, Kemal
Ateş’in yapıtlarına yansıyan yönlerini ele almak, gerçek yaşama dair gözlem ve bulgularla, edebiyat
ürününün okura sundukları arasında karşılaştırma yapmaktır. Bu amaçla, gecekondu sorununa eğilen
ve bu sorunun Türkiye’deki yansımalarını değerlendiren uzmanların bilgi ve belgelerine başvurulmuş;
Ateş’in yapıtlarına da bunlar ışığında yaklaşılmıştır. Söz konusu öykü ve romanların, ülkenin sosyal bir
gerçeği olan gecekondulaşma olgusunu gerçekçi bir bakış açısıyla işlediği düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler
Kemal Ateş, kentleşme, gecekondu, öykü, roman
Abstract
Migration process that is started in 1940s gained notable speed in 1950s, in which some agricultural
changes experienced in rural areas, and continued in the forthcoming years. This made way
for housing problem afflicting low-income population who are heaped up in big cities and setting up
shanty houses as well as shanty regions. As an example of reflection of changes experienced in societal
and economic structure in literature products we may give a lot of literature works that make reference
to living in that kind of housings. The stories and novels of Kemal Ateş who are well known by his
academic activities and studies relating to language are very interesting in terms of recounting shanty
lives and sociological observations. Ateş reflects the appearances of Ankara shanty houses, which are
well known by him as he lived in them, beginning from 1950s to 1970s. He describes the people who
striving for living in a big city and their struggles for life. He displays the people who come from the
around counties and provinces, have to lead their lives without having amenities, describing their relationships
with each other and city as well as their customs. He recounts tales about the lives of shanty people
shaped by an inter culture between village and town. The aim of this study is to deal the squatting
fact experienced in Turkey as being appearanced in the works of Kemal Ateş and make comparisions
between observations related to real life with the contents of literature product. For this purpose we
applied to the knowledge and documents of the experts who worked on squatting fact in Turkey. We
approached the works of Kemal Ateş in this perspective. We think that the said stories and novels deal
the the squatting fact, which is a social reality in Turkey, by a realist perspective.
Keywords
Kemal Ateş, urbanization, shanties, story, novel.