Vahdet-i Mevcut’tan Vahdet-i Vücud’a: Anadolu’da İslam Dönemi Sonrasındaki Tanrı Algısının Semah ve Sema Kavramları Aracılığıyla İncelenmesi
( From Vahdet-i Mevcut to Vahdet-i Vücud:The discussion of the perception of God in Anatolia during the İslamic Period based on the conepts of Semah and Sema
)
Yazar
|
:
Cenk Güray
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2012
|
Sayı |
:
71
|
Sayfa |
:
185-200
|
2171 1146
|
Özet
Anadolu’da yaşamış olan tüm uygarlıklar, bu coğrafyaya maddi ve manevi izler bırakmışlardır.
Toplumların yaşamsal geleneklerinin önemli bir kısmında etkin bir rol oynayan
din ve inanç kültürüne dair simgeler, bu topluluklardan kalmış manevi izlerin en önemlileri
arasındadır. Müziğin ve dansın ifade gücü, onları her inanç sistemi için oldukça çekici aktarım
araçları haline getirmiştir. Anadolu için inanç ve müzik ilişkisini gerek tarihsel derinlik
gerekse de coğrafi yaygınlık açısından en geniş şekilde tanımlayan iki kavram olan semah
ve sema’nın altyapılarında yatan Vahdet-i Mevcut ve Vahdet-i Vücud felsefeleri aracılığıyla
analizi, Anadolu tarihinin değişik dönemlerindeki insan- Tanrı ilişkisinin dini müzik ve dans
yoluyla çözümlenebilmesi için önemli imkânlar sunmaktadır. Bu bağlamda Vahdet-i Mevcut
felsefesinden daha yoğun bir biçimde etkilenmiş olan semah kavramı içinde Tanrı’nın somut
olarak tezahürü simgelenirken, bu tezahür Hz. Ali’nin kişiliği aracılığı ile yansıtılmaktadır.
Diğer yandan, Vahdet-i Vücud felsefesi doğrultusunda yapılanan sema geleneği içinde ise
Tanrı’nın bilgisine ulaşarak aşama aşama olgunlaşma gayreti mevcuttur. Ancak sema’da,
Tanrı’nın insan vücudunda tezahür etmesi ya da kişileşmesi simgesine rastlanmamakta, sadece
insanın maddi ve manevi dünya arasındaki yolculuğu ve bu yolculukta geçirdiği olgunlaşma
evreleri ifade edilmektedir. Semah bu anlamıyla vecd ve coşku ile Tanrı ile bir olma,
sema ise olgunlaşma, bilgiye mazhar olma ve çile ile Tanrı’nın bilgisinden pay alma anlayışlarını
simgelemekte ve iki ayrı insan-Tanrı ilişkisini yani Tanrı algısını ortaya koymaktadır.
Anahtar Kelimeler
Vahdet-i mevcut, vahdet-i vücud, vahdet, sema, semah.
Abstract
All the civilizations that had been settled in Anatolia, left many important tangible and
intangible traces. The religious symbols reflecting the living traditions constitute an important
part of this intangible cultural heritage. The expressive power of music and dance made
them very attractive transmission tools for several religions. Semah and sema appear to be
the most effective concepts to define the relation of belief and music in Anatolia, regarding
the historical depth and geographical coverage. An integrated analysis of them, utilizing their
underlying philosophies namely vahdet-i vücud and vahdet-i mevcut will help the researchers
to analyze the human-God relation in Anatolia in an historical perspective by the use of music and dance. Within this context, semah concept which is mainly based on vahdet-i
mevcut philosophy reflects a more tangible perception of God, implied by the personality of
Hz. Ali. On the other hand, sema concept aims to achieve a step by step spiritual maturation
through contacting the eternal knowledge of God. Therefore, sema tradition does not carry
any signs of a tangible perception of God, but choose to exhibit the journey of the human
beings to take the steps of maturement between the physical and the spiritual worlds. Briefly
semah and sema concepts symbolize two different perceptions of God for human beings
acquired from two different routes; semah shows the route for coinciding with God through
ecstasy whereas sema proposes another road to reach the God through knowledge, maturization
and suffering.
Keywords
Revival of the celestial body in nature,unity of the celestial body,unity, sema, semah.