Belgesel Sinemanın 3 Boyutlu Olarak Dansla Karşılaşması: Wim Wenders’in Pina Belgeselinde Mecralararasılık
(An Encounter of Documentary With Dance in 3D: Intermediality in Wim Wenders’ Pina Documentary
)
Yazar
|
:
Ersan Ocak
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2016
|
Sayı |
:
86
|
Sayfa |
:
157-166
|
5865 2067
|
Özet
Üç boyutlu sinema teknolojisi daha çok popüler sinemanın yararlandığı bir film
yapımı ve gösterimi teknolojisi olagelmiştir. Diğer yandan, günümüzde, “stereografi”
(stereography) adı verilen 3B (üç boyutlu) sinematografinin yaratıcı kullanımı giderek sanat
sineması yönetmenleri arasında yaygınlaşıyor. Wim Wenders, Werner Herzog, Jean-Luc
Godard, Peter Greenaway gibi sanat sinemasının usta yönetmenleri peş peşe stereografik üç
boyutlu filmler yapıyorlar. Bu filmlere bakıldığında, iki ortak nitelik öne çıkıyor. İlk olarak,bu usta yönetmenlerin stereografiden yararlanarak daha çok kurmaca-olmayan, belgesel
sanat filmleri yaptıklarını görüyoruz. İkinci olarak da, bu 3B belgesel sanat filmlerinin
mecralararası (intermedial) niteliği açık biçimde kendini hissettiriyor. Bu makalede, Wim
Wenders’in “Pina” adlı, 2011 yapımı, 3B belgesel sanat filmi odağa alınarak yukarıda ifade
edilen temel iki nitelik tartışmaya açılacak. Bir yandan, 3B belgesel sanat sinemasının bir
parçası olarak Pina filminin (belgesel) sinema içindeki yeri tartışılırken, diğer yandan, bu
filmin mecralararası nitelikleri mekân, zaman, hareket, performans, dans, beden, ve sinema
arasındaki ilişkisellikler ve etkileşimler üzerinden ele alınacak. Bu bağlamda, Pina filminde,
3B sinemanın mekânı genişleterek filmi seyrettiğimiz salona dahil etmesi, filmin salonu işgal
etmesi ve kaplamasının ne demek olduğu tartışılacak. Bu mekânsal genişlemeyle birlikte
edebi anlatının dışında, mecralararası bir anlatının nasıl mümkün olduğu açıklanmaya
çalışılacak. Sonuç olarak, Pina filminin edebi olmayan bir anlatı arayışında olması; diğer
sanat disiplinleriyle kurduğu açık işbirliği; ve ayırt edici mecralararası niteliği tartışılacak.
Anahtar Kelimeler
3B (Üç Boyutlu) Sinema, Stereografi, Belgesel, Mecralararasılık,Pina
Abstract
3D cinema technology has mostly been utilised by popular cinema in its production
and screening. On the other side, today, the creative use of 3D cinematography that is called
“stereography” becomes widespread in arthouse filmmaking by directors such as Wim
Wenders, Werner Herzog, Jean-Luc Godard, Peter Greenaway, etc. When we look at these
3D arthouse films, there are basically two common characteristics. First, it is interesting
that most of these arthouse 3D films are in the genre of non-fiction, i.e. documentary. And
secondly, it is also interesting that the intermedial nature of cinema becomes more obvious
in these 3D arthouse documentaries. In this article, two basic common characteristics of
3D arthouse documentary cinema, which are mentioned above, will be discussed through
Wim Wenders’ film Pina (2011). On one side, as one of the leading examples of 3D
arthouse documentary cinema, Pina movie will be discussed with its different position in
(documentary) cinema. On the other side, intermedial characteristics of the “Pina” movie
will be explained. The interaction and interrelationships between and among space, time,
movement, performance, dance, and cinema will be elaborated in its stereographic design. In
this context, the expansion of space in 3D cinema, which occupies the movie theatre, will be
discussed with its meaning and consequences. With this expansion of space, an intermedial
narrative becomes possible, which is non-literary. In conclusion, Pina movie with its seeking
for non-literary narrative; its open collaboration with other art disciplines; and distinctive
intermedial qualities will be exposed.
Keywords
3D Cinema, Stereography, Documentary, Intermediality, Pina