Nefes, Hareket ve Zaman: Rulo Formatlı Temsîlî Çin Resimlerinde Kullanılan Anlatı Teknikleri Üzerine Bir İnceleme
(Breath, Motion and Time: Narrative Techniques in Representational Chinese Handscroll Painting
)
Yazar
|
:
Duru Güngör
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2019
|
Sayı |
:
99
|
Sayfa |
:
553-566
|
1849 1188
|
Özet
Bu makale, el rulosu formatlı Çin resimlerinin oluşturduğu belirli değerlendirme çerçevesi içinde, anlatı kuramının temel sorunlarından olan zaman sorununu çeşitli boyutlariyle ele almaktadır. Böylesi bir çalışmada diğer sanatsal üretim formlarının ve diğer temsîlî resim geleneklerinin değil de özellikle Çin geleneğinin ve Çin el rulolarının dikkate alınmış olmasının nedenleri, Çin resminin dünya sanat tarihindeki ayrıcalıklı konumu ve el rulosu formatındaki resimsel anlatıların, anlatı kuramını zenginleştiren değerli katkılarıdır. Çin resmi, üzerinde sayısız araştırmalar yapılmış olan Avrupa resim sanatı ile birlikte, dünyanın en eski iki temsîlî resim geleneğinden birisini teşkil etse de, “deixis,” yani “gösterim” kavramına verdiği değer açısından Avrupa geleneğine göre önemli farklılıklar içerir. Avrupa temsîlî resim geleneğinde güdülen temel amaçlardan birisi, sanatçının fırça darbelerinin izlerini tamamen yok edecek ve böylelikle iki boyutlu bir yüzeyde kusursuz bir üç boyutlu gerçeklik yanılsaması yaratacak resim tekniklerinin geliştirilip mükemmelleştirilmesi iken, Çin temsîlî resim sanatında, sanatçının fırça darbelerinden yansıyan bedensel eforunun izlerinin muhafaza edilmesi büyük bir önem arz eder. Öyleki, temsîlî Çin resimlerinin bilinçli ve eğitimli taraflarca yapılan değerlendirmelerinde, her resmin daima iki ayrı konusu bulunmaktadır: Bunlardan birisi resmin gözle görünen konusu—mesela bir peyzaj calışmasındaki dağ, göl, orman ve bunun gibi doğa sahneleri—diğeri ise, eserin hayata getirildiği anlarda sanatçının elinin resmin yüzeyinde gidip gelmelerinden hasıl olan fiziksel üretim konusudur. El rulosu formatındaki resimlerde izleyiciler, resmin konusundan doğan zamanda ve mekânda yolculuk duygusuna, ellerindeki ruloyu bir ucundan açıp diğer ucundan sararak, kendi beden hareketleriyle eşlik etme imkânı bulur; dolayısiyle bu tip rulo formatlı resimler, anlatı zamanı, bellek ve öykü paylaşımı aracılığiyle öğrenim kavramları ile ilgili bir dizi sorunun verimli bir biçimde ele alınmasını sağlar. İşte bu amaçla yola çıkılan bu çalışmada, öncelikle Çin resminin altı temel prensibi sunulmakta, daha sonra çeşitli kompozisyon tipleri ve özellikle el rulosu formatında öne çıkan konu türleri incelenmektedir. En son değerlendirme noktasında, ister görsel, ister dilsel yollarla anlatılmış olan bütün öykülerin, tek yönlü bir iletişim değil de, sanatçılar ve eserleriyle çok yönlü etkileşimlerde bulunulmasını sağlayan, anlamın, yani öykü deneyiminin tekrar tekrar ve her an değişen biçimlerde yaratıldığı tükenmez enerjili bir tür sinir ağı teşkil ettikleri saptaması yapılmaktadır.
Anahtar Kelimeler
Çin resmi, rulo formatlı resimler, gösterim, anlatı kuramı, zaman
Abstract
This article examines problems of temporality in narrative theory within the specific frame of Chinese pictorial narratives in handscroll format. This particular focus on handscrolls and on the Chinese tradition of representational painting—as opposed to other media of production and other traditions of representational art—is motivated by the privileged status of Chinese painting in art history, and the invaluable insights offered by the handscroll format to the field of narrative theory. Chinese painting constitutes one of the two oldest traditions of representational painting in the world, along with the amply studied European tradition, and it significantly differs from the European tradition due to the value it places on deixis; while one of the goals of the European representational tradition has been to perfect techniques that would erase all signs of the artist’s brushwork, so that a full illusion of three-dimensional reality could be created on a two-dimensional surface, Chinese representational painting has placed great import on the preservation of the traces of the artist’s brushwork; so much so that an educated contemplation of a representational Chinese painting invariably involves two subjects: the visible subject, such as a landscape or a scene from daily life, and the subject of the artist’s hand moving over the painting’s surface at the time of its creation. In paintings rendered in the handscroll format, where viewers are allowed to experience movement both in space and in time, parallel to their own movements of rolling and unrolling the scroll, an array of problems concerning narrative time, memory, and learning through story-building could be addressed effectively. Thus, through an overview of the six principles of Chinese painting, followed by an analysis of the variations in compositional method and the prevailing genres of handscroll paintings, this article explores the intricacies of storytelling—through verbal or pictorial means alike—not as a one-way communication, but rather as a neural network where the meaning, that is, the experience of the story is continuously re-built through multi-directional interactions with the artists and their work.
Keywords
Chinese painting, handscroll, deixis, narrative theory, time