Kuyu, teknolojik imkânların sınırlı olduğu kırsal bölgelerde, suya ulaşmayı kolaylaştıran önemli kaynaklardandır. Bu kaynağın Türk kültüründe, düşünce ve yazın dünyasında gerçek ve mecazî anlamlarda yer edindiği görülür. Kuyu motifinin, günlük hayatta kullanılan deyim ve atasözlerinde, mâni ve türkülerde, masallarda, efsanelerde, menkıbelerde, Klasik şiirde, çağdaş edebiyatta maddî anlamının dışında, güçlü bir sembol olarak kullanıldığı da bir gerçektir. Kültür ve edebiyatımızda bu kadar çok kullanımı olan kuyu motifinin, Türk sinemasına yansımaları da paralel bir doğrultuda olmuştur. Drama ve korku filmlerinde, kuyunun maddî, efsanevî ve psikolojik yönlerine vurgu yapıldığı görülür. Makale, kuyu motifinin halk kültürü ve Türk edebiyatından sinemaya aktarılmasını işlevsel açıdan ele almıştır. Çalışmada, maddî bir unsurun görünürde işlevlerini yitirdiği düşünülmesine rağmen, bağlam değiştirmesi sonucu yeni işlevler kazanması kuyu motifi üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışma sonucunda kuyunun, su kaynağı olmasının yanı sıra sosyalleşme aracı olması, tabulara kaynak oluşturması, kişinin hatalarını düzeltmesinde şahitlik ederek insanlara faydalı olması, kutsal kabul edilen kişilerin yaşamında dönüm noktası olması, imkânsızlıkları ve çaresizlikleri anlatmak için bir sembol olması, Klasik edebiyatta sevgilinin güzelliğini anlatmak için bir araç olması, çağdaş yazın ve sinemada “ölümün, cinselliğin, geçmişin, bilinmeyenin” ve karmaşık pek çok duygunun anlatılmasını sağlayan bir metafor olması gibi çok çeşitli işlevleri olduğu tespit edilmiştir.