Refik Halit Karay’ın Anahtar Adlı Romanında Mekân İmgeleri
(Images of Dwellings in Refik Halit Karay’s Anahtar
)
Yazar
|
:
Esra Sazyek
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2013
|
Sayı |
:
73
|
Sayfa |
:
131-145
|
1697 1041
|
Özet
Refik Halit Karay Anahtar (1949) adlı romanında Kenan ve Perihan çifti aracılığıyla
toplumun modernleşmeyle birlikte yaşadığı değişimlerin sonucu olan ikilemleri konu alır.
Çift eski, küçük ve konforsuz evlerinde mutlu bir hayat sürerken, yaşadıkları maddi iyileşme
sonucu taşındıkları büyük ve gösterişli evde birbirlerinden uzaklaşır.
Bu makalede, anılan roman, Gaston Bachelard’ın Mekânın Poetikası adlı eserinde ortaya
koyduğu yaklaşım doğrultusunda çözümlenmiştir. Bu bağlamda, evlerimizin mahremiyet
düşüncesi ile bölümlere ayrılan odaları, kimsenin görmesini istemediğimiz şeyleri
sakladığımız çekmeceler ya da dolaplar, hem karanlığa hem de ışığa götüren merdivenler;
aslında iç dünyamızın yansımasıdırlar. Dolayısıyla sahip olduğumuz mekânlar “bizim” değil;
“biz”izdir.
Oradan ayrılsak da tıpkı bir kaplumbağa gibi evimizi beraberimizde taşırız ve evimize
ait olan anıları, Assmann’ın değişiyle, belleğimize kodladığımız kimi sembollerle yaşatmaya devam ederiz. Bu nedenle küçük birer simge aracılığıyla ya da her seferinde gerçekleştirdiği
eylemsel tekrarlarla geçmişini unutmamaya çalışan Perihan için sakladığı “anahtar”; “koku”,
“ses”, “ışık” ve “rüya” uyaranları gibi eski anıların zamansal ve mekânsal yolculuklarını
sağlayan önemli bir ara(ç)/(cı)dır. Geçmiş ile bağı son derece zayıf olan Kenan içinse bir
günahın ifadesidir.
Anahtar, birer bellek kodu olarak geçmişe yönelik gerçekleştirdiği kişisel hatırlatmalar
aracılığıyla, yazarının, bir ailenin ekseninde yeni rejimle birlikte oluşan toplumsal düzene
takındığı muhalif tavrın sembol metni olarak da okunabilmektedir.
Anahtar Kelimeler
Mekân - Bachelard - Refik Halit Karay -
Abstract
In his novel Anahtar (The Key) (1949), Refik Halit Karay deals with the dilemmas
which occured as a result of changes brought about by the modernization of society, through
the couple Kenan and Perihan. While they were happily living in their old, small, and
uncomfortable home, they drift apart upon moving into a big and impresive home, as a result
of imprevements in their financial condition.
In this paper, the aforementioned novel is analyzed according to the approach used by
Gaston Machelard in his The Poetics of Space. Thus, houses we split into rooms for privacy,
drawers or closets we use to hide things that we do not want anybody to see, stairs that lead
to both darkness and light are all reflections of our inner worlds. Therefore, the places we
possess are not ours, they are us.
Even if we leave, we carry our homes with us like a tortoise, and as Assmann has said,
we keep our memories of home alive through certain symbols that we code into our minds.
For this reason, the key that she keeps is an important tool for Perihan who uses little symbols
or repetitive actions in order not to forget her past -like other stimulants as “scent” “sound”
“light” and “dream”- which provides spatial and chronic voyages to her old memories. In
contrast for Kenan, whose connection to the past is lacking, it is an expression of sin.
Anahtar can also be read as a symbolic text, via the personal reminders aimed at the
past in the form of mind codes, of the author’s opposition to the social status quo that is the
result of a new regime, conveyed through the perspective of a family.
Keywords
Place - Mind - Refik Halit Karay - Bachelard - Key