Mİkhail Bakhtin’in Dostoyevski Okuması Paralelinde Ahmet Hamdi Tanpınar ve Huzur Romanı’na Bakmak
(The view of Ahmed Hamdi Tanpınar and His Novel named as “Huzur” in the Parellel of Reading Dosteyevsky of Mikail Bakhtin
)
Yazar
|
:
İlkay Demirkürek
|
|
Türü |
:
Araştırma Makalesi
|
Baskı Yılı |
:
2012
|
Sayı |
:
69
|
Sayfa |
:
195-206
|
1740 1215
|
Özet
Diyalog, çokseslilik, melezleşme bir yandan olguların kendilerinde kaçınılmaz
olarak bulunan özellikler, bir yandan da peşinden koşulması, gerçekleşmeleri için
çaba gösterilmesi gereken ahlaki, toplumsal değerlerdir. Romanın yapısı gereği diyalojik,
olduğunu ifade eden Bakhtin’nin Dostoyevski okuması paralelinde Ahmet
Hamdi Tanpınar okumasını içeren bu çalışma bu anlamda Huzur romanını merkez
almaktadır. Bakhtin; Dostoyevski’nin romanlarının diyalojik olduğunu hatta Tolstloy,
Turgenyev gibi yazarların yapıtlarının Dostoyevski’nin yapıtlarına göre daha
az romansı, daha monolojik olduğunu belirtmektedir. Dostoyeski’nin yapıtları ile
“karnaval” ve “Sokratik diyalog” arasında temel paralellikler kuran Bakhtin; Dostoyevski
yapıtlarının serüven romanlarıyla da sıkı bir ilişkisi bulunduğunu ifade
etmektedir.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanında yukarıda bahsi geçen diyalojikliğin
izi sürüldüğünde; zaman zaman ve bazı noktalarda diyalojikliğin açığa çıktığı
görülmektedir. Fakat zaman zaman klasik romanın kapanmalarının gerçekleştiğini
söylemek gerekmektedir. Tanpınar, diyalojikliğini neredeyse tek kahraman üzerinden
kurar. Suad, Dostoyevski kahramanlarından farksızdır. Tuhaf, zaman zaman
gülünç, hakikati arayan, skandal konuşmalar yapan, uyumsuz ve uygunsuz biridir.
Diyalojik romanın ana unsurlarını görmek mümkündür, beklenmedik değişimler,delilik sınırında tutkular ve delilik ve intihar sınırında kişiler, sabitlenmeyen karakterler.
Roman içinde çelişkili, fikirler kahramanlar tarafından sergilenir fakat bu
yargılamaya sebep olmaz. Romanın sonunda bu fikirlerin sahibi kahramanları
değiştirip dönüştürerek, belli bir anlam sabitlenmesine engel olur. Romanın sonunu
belirsiz bırakarak Tanpınar, okuyucuya boşlukları tamamlama imkanı sunmuştur.
Anahtar Kelimeler
Bakhtin, Dostoyevski, Tanpınar, Diyalojiklik, Roman, Huzur
Abstract
Dialogue, polyphony, miscegenation as well as characteristics held by the facts
inevitably are moral and social values that required to be gone after and to be made
an endeavor in order to achieve them. This study which includes reading of Ahmet
Hamdi Tanpınar in line with reading of Dostoyevsky by Bakhtin who stated that
the novel is dialogic pursuant to its design, centralizes the novel Huzur. Bakhtin
states that Dostoyevsky’s novels are dialogic and works of authors such as Tolstoy,
Turgenev are even less novel – like and more monologic compared with works of
Dostoyevsky. Finding fundamental parallelism between works of Dostoyevsky and
“carnival” and “Socratic dialogue” Bakhtin argues that works of Dostoyevsky also
have a close relationship with adventure novels.
If trace of the dialogic being mentioned above is sought in Huzur, a novel by Ahmet
Hamdi Tanpınar, it is seen that dialogic being exposes occasionally and at some
points. However, it should be noted that there closing of classical novel occurs occasionally.
Tanpınar establishes the dialogic being over a single protagonist. Suad is
alike with Dostoyevsky’s protagonists. She is a curious, sometimes foolish, seeking
for the reality, making scandal speeches, absurd and unfitting person. It is possible
to see main components of a dialogic novel – unexpected changes, passion close to
the boundaries of madness and persons on the border of craziness and suicide, inconstant
characters. Protagonists exhibits contradictory ideas within the novel but it
does not lead a judgment. Changing, transforming the protagonists who have these
ideas, at the end of novel he impedes certain denotation stability. Leaving the end of
novel uncertain, Tanpınar enables the audience to fill the gaps.
Keywords
Bakhtin, Dostoyevsky, Tanpınar, dialogical, Novel, Huzur